Şifreler hala işe yarıyor!

  • Kadir Gürcan
  • Kadir Gürcan
    07 Oca 2019 16:23
    Farkında mısınız bilmem, bizden önceki bir kaç nesil gibi, biz de bir elin parmaklarını geçmeyen, siyasi yüzlere mahkum ve mecbur olduk. Baba ve dedelerimiz aynı siyasi aktörlerden bahsediyorlardı. Biz onların teker teker sahneden çekilişlerine, birer birer tükenişlerine şahit olduk. Ülkenin kaderine iki ya da üç çeyrek asır yapışmak, gerçekten ilginç bir hikaye. Ah o Ankara'nın sokakları dile gelse de konuşsa! Siyasette bu kadar uzun kalmanın ya bir sihri ya da bir şifresi olmalı.

    Mart'ta yapılacak Yerel Seçimler, ciddi bir heyecan trendi yakalayamadı. Son beş yıldır yapılan seçimlerin ortak kaderi bu. Kaydedilmiş eski boks maçlarını seyrediyoruz gibi bir halet içindeyiz. Sonucu bile bile, heyecanlanmak için kendimizi zorluyoruz. Taksit taksit açıklanan aday listelerinin de seçmen memnuniyetinden daha çok, parti aidiyeti öne çıkanlar üzerinden oluşturulması sıradan hale geldi.

    Büyükşehir adayları da dahil, şehir ve beldeleri evirip çevirecek becerikli insanlar yerine, merkeze bağlılıkları tescilli yüzler ödüllendiriliyor hissi veriyorlar. İktidar ile içli-dışlı olmayı başarabilecek olan yerel idareler, il, ilçe ve nahiyelerde mülki amirlerden daha güçlü olduklarını biliyoruz. Mülki amirlerin ayaklarını bağlayan kanunlar, iktidar belediyelerini frenlemeye yetmiyor. Yolsuzluğa adı karışmış belediye başkan adaylarını listeleyen birisi olsa da cümle alem bir görse. Seçimler yaklaşırken, aklı bir karış havada İstatistik ve Kamuoyu Araştırma şirketleri, Türkiye'deki Dindarlık oranlarını tesbit için anket yapıyorlar.

    Kabiliyet ve vizyondan mahrum adaylar, ille de bir şey yapmış olmak için, ya yumurtası bol menemen yapıp kameralara gülümsüyor ya da kar yağışı olan illerde bir kaç kar topu atıp, ne kadar halk ile içli dışlı olduklarını göstermeye çalışıyorlar.

    Son güne kadar saklanan büyükşehir adayları da sürpriz değil. Zaten herkes kimin ne olduğunu ne işe yaradığını, her mevsimde havada-karada payına düşeni alacağını az çok biliyor. Ancak şu ayrıntıyı gözden kaçırmayalım; geçtiğimiz dönemde İstanbul ve Ankara'nın seçim ile gelen belediye başkanları, iktidar partisinden olmalarına rağmen Saray'ın başını ağrıtmışlardı. Neydi o, düşük kalitedeki Bizans oyunları? Acele getirilip yerlerine konulan emanetçi başkanlar, ancak bu kadar istiskal edilip, hafife alınabilir ve yok sayılabilirdi. Adamları aday bile göstermediler iyi mi? Anlaşılan, neredeyse iki senedir Türkiye'nin iki büyük şehri, İstanbul ve Ankara kendi haline bırakılmış. Şu an, şehirler için açıklanan İktidarın iki adayı, “Eline vur lokmasını al!” kıvamında adaylar. Yani “ Her daim sadakatleri tescilli, Başkan'ın adamları!”

    İstanbul ve Ankara adayları, sırtlarında Saray'ın desteği ile yarışa girecekler, Başkan'ın gölgesinde bir seçime girdikleri için başarıları onların değil, Saray'ın hesabına yazılacak. Olur da kazanırlarsa, bu ödünç sevincin diyetini Belediye Başkanlıkları süresince, Saray'a taksit taksit ödemek zorunda kalacaklar.

    İktidarın Ankara adayı, deplasmanda olmanın avantajı ile rahat. Adaylığı red etme lüks ve seçeneği yok. Eğer kaybederse, “Ev sahibi değildik. Seyirci desteğimiz yoktu. Hakem adil değildi! Kayseri'de olsaydım, başkandım!” deme kozunu elinde bulunduruyor. Saray'ın arkadan itekleyip durmasına ses çıkarmaz ve seçime kadar katlanabilirse Başkan'ın hoşnutluğunu kazanabilir.

    İstanbul Adayı, İktidar'ın joker'i. “Nereye çekilirse oraya gitme!” açısından hiç bir sıkıntısı yok. Oyunun içinde, nereye konursa kabiliyeti ölçüsünde orada durmaktan rahatsız değil. “Yedek Başbakan ol” dediler oldu. “Meclis Başkanı ol!” dediler hayır demedi. Şimdi de “Hem Meclis Başkanı kal, hem de İstanbul Belediye Başkan Adayı ol!” deniyor, en küçük bir itiraz, kaş çatma, burun kıvırma ya da hafiften bir yüz işmizazı bile yok. Tek istediği, özlediği şey, çimento, kireç, tuğla ve kum kokularını doya doya içine çekebileleceği inşaat şantiyelerine bir an önce kavuşabilmek.

    Geçenlerde, internette kullanılan en yaygın şifrelerin neler olduğu ve herkesin hemen aklına gelen kombinasyonların, internet korsanları için kolay hedef teşkil ettiklerine dair ilginç bir haber yayınlandı. Meğer, herkes, bir'den altı, ya da sekiz'e kadar olan rakamları herkes kullanıyormuş. İşin uzmanları, artık bu tür hemen akla gelen şifreleri kullanmayın diyorlar. İnsanlar, alıştığı ve işe yaradığını gördüğü şeyleri pek kolay terke edemiyorlar.

    Her dönemin adamı, her iktidarın aranan figürü olmak kolay bir şey değil. Saray'ın ısrar ve dayatmalarına direnenler, sadece kendilerine yazık ediyorlar (!). Direnmeye gerek yok, herkesin kullandığı şifreleri siz de kullanın; “Doğru söylediniz efendim. Öylesi uygundur. Siz haklısınız, milyonlar hatalı...” replikleri her zaman işe yarar ve Türk Siyasi Hayatı'nın kodları bu bir kaç cümlede gizlidir. Şifreleri çözdük ama, değiştirmeye kimseyi ikna edemiyoruz.

    Kadir Gürcan

    07 Oca 2019 16:23