Sevmek çok mu zor?

  • Bahattin Karataş
  • Bahattin Karataş
    04 Eki 2018 10:57

    Rüzgar eser, hazan vurur.
    Yeşiller sararır, gazele dönüşür.
    Yapraklar dökülür, dallar budanır..
    İnsanoğlu her şey bitti gitti zanneder.
    Sabırsız insan bilemez ki,
    Bu dökülenler, önceki bahardan kalanlar..
    Hangi kıştan sonra gelmedi bahar?
    Hangi geceden sonra gelmedi nehar?...
    Az ilerde..şu karlı dağların arkasında,
    Tebessüm eden bir bahar var.
    Ümitvar olun, geldik geliyoruz diyorlar.

    Hasan Basri Hz.lerinden bir rivayette;”Ehli cennet, ya Rabbi bizim dünyada çok samimi olduğumuz, yediğimiz içtiğimiz bir, arkadaşlarımız vardı. Onları burada göremiyoruz. Onlar neredeler? Onlar yok diye verdiğin nimetlerin lezzetini tam alamıyoruz. Derler. Allah c.c. gerçekten benim için mi birbirinizi severdiniz? Evet ya Rabbi senin için. Benim için sevginizin hatırına ben de sizi affettim!. Buyurur.

    Aynı şekilde cehennemdekiler de; Ya Rabbi dünyada birbirimizi senin için sevdiğimiz arkadaşlarımız vardı. Onları burada görmüyoruz. Neredeler? Allah c.c. onlar salih amel işlediler, cennetteler. Buyurur. Ya Rabbi onlar burda olduğumuzu bilseler bizi burda bırakmazlar. Allah, gerçekten benim için mi severdiniz ? Evet Ya Rabbi sevgimiz senin içindi. Öyleyse alın bunları cennete koyun’ buyurur.

    Efendimiz(a.s.),birbirlerini Allah için seven iki insan!. Mahşerde nebiler ve şehitlerin imreneceği saraylar görürsünüz. Bunlar ne nebi ne de şehitlerindir. Sahabi (r.anh.) sorar. Bunlar kimlerindir ya Rasulüllah? Ne işlediler ki bu lütuflara mazhar oldular? Bunlar ne akrabadırlar ne de ticaret ve menfaatte ortaklardı.. Bunlar birbirlerini sırf Allah için severlerdi.

    Yine Müslim ve A.b. Hanbel ”Birr” bahsinde geçen bir hadiste bir gün bir adam arkadaşını ziyaret etmek için yola çıkar. Yolda melek ona; ziyarete gittiğin arkadaşında bir menfaatin mi vardı diye sorar? Adam hayır der. Peki neden ziyaret ettin?Allah için seviyorum onu..Ben melek’im. Allah beni sana gönderdi. ‘Ben de onu seviyorum’ dedi. Madem Allah, rızası için sevenleri seviyor.. Madem Resulullah Allah için sevenleri seviyor. 

    Peki biz birbirimizi neden sevmeyelim? Sevmek çok mu zor? Çok mu pahalı bir şey yoksa? Biz de sevemez miyiz?

    Hele bugünlerde..En yakınlarımızın, dost ve ahbaplarımızın, poyraz karşısında dökülen yapraklar gibi bir bir döküldüğü bugünde; geride kalan dost ve arkadaşlarla sarılıp kucaklaşmak, kenetlenmek ne kadar önemli? Ne kadar da hoş ve güzel, değil mi?
    Niyazi Mısri'nin dediği gibi;

    Dünya gamından geçip
    Yokluğa kanat açıp
    Aşkla her daim uçup
    Çağırırım dost dost!.

    Derya olunca nefes
    Parelenince kafes
    Ta kesilince bu ses
    Çağırırım dost dost !..

    Zor ve çetin günlerden geçiyoruz..halbuki acı günlerin arkadaşlığı çok tatlı olur. Öz ananın, babanın, karındaşın bizi terk ettiği ve terki diyar ettiğimiz şu günlerde acılar ızdırap ve bin bir türlü işkence ve mağduriyetlere rağmen yanımızda dimdik ayakta duran şu adanmış ruhlu kardeşlerimizin kadir kıymetini bilmemiz gerekir kanaatindeyim..

    Belki de “Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, ayrılığa düşmeyin. Allah'ın üstünüzdeki nimetini hatırlayın. Hani ya siz birbirlerinize düşmandınız da kalblerinizi te’lif etti. Kardeş olarak gözünüzü açtınız. Ateşten bir uçurumla dudak dudağaydınız, sizi uçurumdan kurtardı.!”(Ali imran 103)

    Irsi yakınlarımızın değil, belki de bunların ahiretimize şefaat ve faydaları olacaktır..

    Saffı Evvel’dekiler gibi gerçek kardeşlik buydu. Ötekisiyle imtihan olduk..bir çoğunu kaybettik. Hacdan telefon edip kızı ve torunlarına ben gelinceye kadar evimi terk edin evimde terörist istemiyorum diyen hacı ana babanın, Musab’ın anasından ne farkı var? O da imanından dolayı oğlunu günlerce aç susuz bırakıp direklere bağlamamış mıydı?

    Evinden yurdundan koparılmış, geri bakıp bakıp Ey Mekke seni çok seviyorum. Vallahi beni çıkarmasalardı seni asla terk etmezdim diye inleyen peygamber günleri!.Bu günün o günden ne farkı var Allah aşkına? Bir davanın mukaddes çile ve ızdırabına ortak olmuşsak..aynı kadere evet demiş, paylaşmışsak.. ve aynı yola girmiş sevdalanmışsak öyleyse onların arkasından gitmek gerekmez mi?

    Onlar o gün; bunlar da bugün Allah'ın dinini omuzlarında yükselttiler ve dünya onlara tam güleceği günde arkalarına bakmadan çekip gittiler..bugünümüz için ne kadar manidar?

    Madem bugün aynı yiğitlik devam ediyor ve madem aynı yiğitler er meydanında belâ ve mesâibe elense çekiyor.. hey gidi günler hey! diyorlar öyle ise bu yiğitleri sevmek lazım. Sahiplenmek lazım. Basit bir telaşa terketmemek, bir çıkara değişmemek lazım..

    Büyüğümüzün kalbinin yarasına tuz basmamalı, cennet kapısında bile kardeşlerimizi nefsimize tercih etmeli, ruh birlik ve bütünlüğümüzü sağlamada sorumluluğumuzu bilmeliyiz. Kenetlenmeli, kenetlenmeli, kenetlenmeliyiz...

    Hem bunca insi cinni şeytanlar, şer ve şerirler türlü türlü oyun ve desiseleriyle, silah ve baskılarıyla aramıza ayrılık rüzgarları estirmeye çalışırlarken..neden kardeşimi bağrıma basmayayım? Bizi bir arada tutan bir yapan aynı hakikatlara imanımız değil mi?
    Küçük çakıl taşlarını Kabe'ye değişmek doğru olmasa gerek.
    Asırlar süren bir tahribatı tamir etmeye gönül verdiysek eğer, karşı taraf sizinle uğraşacak elbet...bu işten vazgeçirmek, korkutmak isteyecekler..Bu baskılar imanımızı ziyadeleştirmeli..

    Bu kutsi dava emanetçilerinin kendi aralarında uzlaşma ve kardeşlikleri olmalı ki alem düzelsin. Yoksa Üstadımızın dediği gibi bilmeyerek karşı tarafa yardım etme ihtimali vardır..
    Allah, bizlere bu imtihan ve sıkıntılarla boşluklarımızı görüp doldurmak ve saflarımızı sıklaştırmak için mehil veriyor.

    Nefsimizin dırıltılarına rağmen şimdilerde birbirlerimizi sevebilmek en büyük cihat sayılır kanaatindeyim...

    Bahattin Karataş

    04 Eki 2018 10:57