Mazlumun iniltisini dindir ya Rabbi!

  • Ali Demirel
  • Ali Demirel
    11 Oca 2019 14:28


    Dünyanın dört bir tarafında mazlum ve mağdurlar inim inim inliyor. Zalimlerin zulmü çoktan arşa uzandı. Ama Rabbimiz’in inayeti sadece zalimin zulmüne değil aynı zamanda mazlumun ve mazlum tarafında olanların duruşuna bağlı. Bu vesileyle mazlumun yanında olan güzel insanlar kulluk performanslarını bir kere daha gözden geçirmeliler.
    Zulme maruz kalan sinelerin ağızlarından dökülen ortak bir cümle vardır: Allah var, gam yok! Bu cümle mazlum bir mümine ne de çok yakışıyor. Çünkü böylesi bir mümin çok iyi biliyor ki, her şey O’ndan. 
    Yine bu samimi cümle O’na olan engin sevgi ve itimadın bir ifadesi. Zira bütün sevgilerin en başında Allah sevgisi vardır, sevgiyi de yaratan O’dur, en büyük sevgimiz O’nadır.
    Rabbimizi gönülden seviyoruz. O bize can verdi, kan verdi, akıl verdi, fikir verdi, rızık verdi, hayat verdi, hakkı hakikati bulabilmemiz için Peygamber gönderdi, kitap indirdi.
    O’na minnettarız
    Evet, Cenâb-ı Hakk’ı samimiyetle seviyoruz. O, tövbelerimizi kabul eden, günahlarımızı bağışlayandır.
    O, settâru’l-uyûbdur, ayıplarımızı, noksanlarımızı, hatalarımızı, eksiklerimizi örtendir.
    O, bize merhamet edendir, merhametlilerin en merhametlisidir.
    O, bizi sırat-ı müstakime hidayet edendir, gönüllerimizi İslâm’ın nûruna açandır.
    Bizi insan olarak yaratan, bize müminlik şerefini bahşeden Rabbimize ibadet eder, ancak O’ndan yardım dileriz, lütuf ve ikramına eriştirdiği sevdikleri seçkin kullarının yoluna bizi de iletmesi, şer güçlerin karanlık işlerinden de uzak tutması için O’na dua ederiz.
    Öyle ise cuma gününü vesile kılarak bütün mazlumlar için O’na dua dua yalvaralım mı?
    Bu duaya amin der misiniz?
    Ey kudreti sonsuz, merhameti nihayetsiz, bütün âlemlerin yegâne sahibi yüceler yücesi Rabbimiz! Dünyanın dört bir tarafındaki zalimler mazlumlara karşı zulümlerini artırdıkça artırıyorlar. “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah” hazinelerinin tek sahibi Sensin; mutlak güç ve otorite yalnız Senindir.
    Ne olur Yüce Mevlâmız, düşmanlık hisleriyle oturup kalkan, mazlum ve masum insanların aleyhinde sürekli komplo üstüne komplo kuran kimselerin düşmanlık hislerini kalplerinden söküp at ve bütün duyma, görme ve idrak kabiliyetlerini topyekün insanlığın hayrına olabilecek istikamete çevir. Biz, onların yapmak istedikleri kötülükleri, vermek istedikleri zararları, kurdukları tuzakları, komploları ancak Senin yardımınla def edebiliriz. 
    Bu haddini bilmez insaf yoksunu kimselerin ellerini kollarını bağla.. ayaklarına prangalar vur.. mazlumların aleyhinde kullandıkları ne kadar yol-yöntem, imkan ve malzeme varsa hepsini ellerinden çekip al.. menfur emellerine ulaşmalarına fırsat verme!
    Ey güç ve kuvvetin yegâne sahibi olan yüce Allahımız! Biz ise Senin zayıf, âciz ve muhtaç kapıkullarınız. Zayıf ve âcizleri Senden başka kim koruyup kollayabilir ve ihtiyaçlarını giderebilir! Ne olur, salih kullarını sevindirdiğin gibi bizi de sürpriz lütuflarınla sevindir ve üzerimizdeki nimetlerini tamamla!
    Ey her şeye gücü yeten Rabbimiz! Bizleri her türlü tehlikeden koru muhafaza eyle. Bizi her daim sev, sevdir ve sevindir ya Rabbi!
    Âmin!.. Âmin!.. Âmin!..

    BİR SORU-BİR CEVAP
    Bir kimse eşine küsüp darılabilir mi?
    Bu soruyu bize aile içi iletişimle alakalı eşiyle sıkıntılar yaşayan “Mersinli” rumuzlu okurumuz sormuş:
    Darılmama, küsüp kenara çekilmeme sağlıklı iletişimde temel bir esastır. Zira darılanlar, birbirleriyle uzun zaman küs duranlar bu halleriyle asla iletişim kuramaz, sadece birbirlerinden uzaklaşırlar. 
    Aynı evde yaşadıkları halde aylarca birbirleriyle konuşmayan eşlerde karşılıklı düşmanlık daha da artacaktır ki bu durumda çözülebilecek çok mesele çözümsüz hale gelecektir. Dolayısıyla karşılıklı inada dayalı küskünlüğün yerini bütün yaşananlara rağmen vakit kaybetmeden istişare almalıdır. 
    Küskünlük üç günü geçmemeli
    Konuşmama şayet eşlerin duygularının yatışmasını beklemek için ise bu da üç günü geçmemelidir. Peygamber Efendimizin bu mevzuda bize verdiği temel ölçü şöyledir: “Bir müslümanın, din kardeşini üç gün üç geceden fazla terk edip küs durması helal değildir. İki müslüman karşılaşırlar biri bir tarafa öteki öbür tarafa döner. Hâlbuki o ikisinin en hayırlısı önce selâm verendir.” (Buhârî, Edeb 62)
    Aile içi bu tür vakalarda ise yakın çevreye düşen küslüğe teşvik değil arabulucu bir rol olmalı ve küslerin arası bulunmalıdır. Kur’an’ın bize apaçık emri budur: “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.” (Hucurât, 49/10) 
    Bir yuvada ilişkiler eş olmadan öte kardeşlik üzerine ve atılan adımlar da bu kardeşliği koruma yönünde olmazsa huzur bulunamaz. Başta var olan rahmet, şefkat ve sevgi de devam ettirilemez.

    ÖRNEK HAYATLAR
    Ahirette sevdiğin kişi ile beraber olacaksın!
    Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in ashabından Hz. Sevbân, Efendimiz’den ayrı kalmaya hiçbir zaman dayanamayan bir Peygamber âşığıydı. Çeşitli hizmetler dolayısıyla bazen Peygamber Efendimiz’den ayrı kaldığı olurdu. 
    Bir gün perişan bir hâlde Allah Resulü’nün huzuruna geldi. Rengi atmış, benzi sararmış, vücudu zayıflamış, simâsında hüzün ve keder belirmişti. Onu bu vaziyette gören Peygamberimiz ona hâlini sordu: 
    - Neyin var, hasta mısın Sevbân?
    Hz. Sevbân derdini şöyle anlattı:
    - Ne hastalığım, ne de ağrım var. Şükürler olsun hiçbir rahatsızlığım yok yâ Resûlallah! Biz huzuruna gelip gittikçe cemâline bakıyor, yanında oturuyor, sohbetinde bulunuyor bundan da zevk alıyoruz.
    Kişi sevdiğiyle beraberdir
    Ancak sizi görmediğim zamanlar size karşı özlemim artıyor, size kavuşuncaya kadar kederden bunalıyorum. Sonra âhireti hatırlıyorum ve orada sizi görememekten korkuyorum. Çünkü siz Cennette diğer Peygamberlerle beraber yüksek makamlarda bulunacaksınız. 
    Ben ise Cennete girsem bile sizin derecenizden aşağı makamlarda bulunacağımdan sizi orada görememekten çok endişe ediyorum.
     Bunun üzerine yüce Allah, Peygamber Efendimiz’e indirdiği bir ayette Peygambere itaat edenlerin cennette peygamberlerle ve sıdıklarla beraber olacağını söylüyordu. 
    Ayrıca Sevgili Peygamberimiz: 
    “Kişi kıyamet günü sevdiği ile beraber olacaktır.” buyuruyordu.
    Bunları duyan Hz. Sevbân adeta sevincinden uçuyur, Rabbisine şükürle iki büklüm oluyordu. Rabbimiz bize de böylesi bir Resulullah sevgisi nasip eylesin!

    TWİTTER : @aliihsandemirel


    11 Oca 2019 14:28