O kol saatini savunmayacaktın Taşgetiren...

Star gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan hakkında ABD'de tutuklama kararı verilmesine ilişkin "Kol saati ile sembolize olan yolsuzluk dosyalarını, bu 'milli mesele' ile içimize sindirmemizin istenmesi içimize sinmiyor. 'Çağlayan'ın yükü'nü taşımanın ve tüm siyasi harekete taşıtmanın nasıl bir gerekçesi olabilir ki?" dedi.
17 Aralık 2013'te gerçekleşen büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan sonra zanlıların kurtarıldığı süreçte AKP'yi savunan, bu uğurda çalıştığı Bugün Gazetesi'nden ayrılarak yandaş medyada cemaat aleyhine akla hayale gelmedik iftiralarla dolu yazılar kaleme alan Ahmet Taşgetiren artık mızrağın çuvala sığmadığı Zarrab davasında çark etti.

4 yıl önce safını Zarrab ve bakanlardan yana belirleyen Taşgetiren iddiaların ABD'de artık ete kemiğe bürünerek AKP aleyhine Uluslararası bir soruşturma konusu yapılmasıyla deyim yerindeyse 'aydınlandı'. 

O dönem birlikte yazılar yazdığı veya TV programları yaptığı gazetecilerin çoğu şu an cezaevinde tutulan Ahmet Taşgetiren geçmişteki tavrını sürdüremiyor.

Soruşturmaların o dönemde de içinin dolu olduğunu gören ancak deyim yerindeyse gücün yanında saf tutmayı tercih eden, medya alemindeki herkesin bildiği gibi bol sıfırlı paralarla cemaat kötüleyen Taşgetiren bugünkü yazısıyla '700 bin liralık kol saati ile gündeme gelen Zafer Çağlayan'a destek verilmemesini' şu ifadelerle istedi:

''Ben Amerika'da bir yerlerin Erdoğan'la, Türkiye ile hesaplaşma halinde olduğuna inananlardanım. Bu, bütün İslam dünyasına yönelik hesaplaşmanın bir uzantısı. O dönemde Türkiye – İran ilişkileri de, Amerika'nın hesabını bozan niteliğiyle boy hedefi olmuştu.
Bu davanın böyle bir hesaplaşma boyutu olduğu muhakkak.
Ama “kol saati” ile sembolize olan yolsuzluk dosyalarını, bu “milli mesele” ile içimize sindirmemizin istenmesi içimize sinmiyor. “Çağlayan'ın yükü”nü taşımanın ve tüm siyasi harekete taşıtmanın nasıl bir gerekçesi olabilir ki?
2019 öncesinde Ak Parti böyle bir gündemle boğuşur hale geliyor. Evet bu, bir Amerikan hamlesi ile karşı karşıya bulunulduğunun işaretidir. 
“Görevimiz Tehlike”senaryolarında Amerika, hedef aldığı liderleri idealleri üzerinden vurmuyor, yolsuzluk vs gibi etik malzemeler üzerinden kurşun atıyor.
Zarrab işi de Çağlayan işi de “iltisaklar” da oldukça sıkıntılı.''

Evet Taşgetiren 4 yıl sonra aydınlandı. 

Bildiğiniz basit hırsızlık, rüşvet, irtikap gibi konularda Türk yargısı hadım edilirken 4 sene susmayı tercih eden, ama bir anda Amerikan savcılarının harekete geçmesiyle 'tedirgin tavsiye' cümleleri kurmaya başlayan bir yazar o.

Konunun Zafer Çağlayan'ın saatiyle sınırlı olmadığını, buzdağının görünen yüzünde, 4 yıldır yıkılmaz deyip saf tuttuğu birçok kişinin olduğunu bilecek kadar güngörmüş biri kendisi.

Yukarda anılan, bu süreçte şahsiyetlerini görme fırsatı yakaladığı gazeteci ve yazar arkadaşları bugün Silivri'de gün doldururken tercih ettiği bolluğun bir bedeli olacaktır elbette tedirgin muhafazakarımızın... 

Bu bedel, gazetedeki köşesinde tutuklanan hanımlar ve yaşlılar, biçilen akademik dünya ve eğitim sistemi, Zafer Beyin kol saati gibi konuları gün aşırı yazı yazarak ödenmez Sayın Taşgetiren. 

Yo illa 'vicdanım...' diyecekseniz de, lütfen 'Sayın Cumhurbaşkanımız'ın bu konudan kesin haberi yoktur' silikliğine girmeden bedel ödeyiniz. 

Bir de şunu sorunuz. 4 yıl sonra madem başa dönecektik, bu sürede ben ne kazandım ne kaybettim?

Ali Uyandıran
Samanyoluhaber.com
13 Eylül 2017 13:26
DİĞER HABERLER