Çağın hastalığı: Haset ve tedavi yolları

İlahiyatçı-yazar Dr. Ali Demirel, konusunu samanyoluhaber.com okurlarının belirlediği aylık yazı dizilerine devam ediyor. Bu ayın konusu: Haset ve tedavi yolları.
Çağın hastalığı: Haset ve tedavi yolları

Dr. Ali Demirel - Samanyoluhaber.com 

Haset nedir?

Haset kelimesi, çekememezlik, başkasında olan sağlık, zenginlik ve benzeri nimetlerden dolayı rahatsız olarak kişiden o nimetin gitmesini istemek, kıskanmak manâlarına gelir. Haset ile kıskançlık genelde karıştırılır. Anlamları birbirine yakındır. Ancak kıskançlıkta daha ziyade “Onda olmasın, bende olsun!” duygusu hakimdir. Haset ise karşısındaki insanda hiçbir nimet olmamasını istemekle beraber ona kötülük gelmesi arzusu içinde olmaktır.
Haset, kalpte bulunan, insanı kötülüklere sürükleyebilen en önemli gayr-i ahlâkî özelliklerden ve psikolojik rahatsızlıklardan birisidir. Bu hastalık, bilgisizlik ve tamahkârlığın birleşmesi ve kaynaşması ile daha da kronik bir hale gelebilir. 
Haset, çirkin huyların en zararlılarından olmakla birlikte derecesi itibarı ile farklı olabilmektedir. Kimi insanda haset virüsü bir an için gelip gider. Kiminde ise bünyeye iyice yerleşir, bütün benliğine hâkim olur ve gittikçe de artar. İşte asıl üzerinde durulması gereken ve tehlikeli olan haset türü budur. Zira böylesi insanlar, zamanla haset ettiği kişi veya kişilere hayat hakkı tanımamaya kadar varan bir kin ve nefret içinde olabilirler.




Efendimiz haset hastalığını nasıl anlatıyor?

Hadislerde haset kelimesinin hem yukarıdaki anlamda hem de “gıpta” mânasında kullanıldığını görüyoruz. Bir hadiste, “İki kimseye haset etmek câizdir” denildikten sonra bunlardan birinin Allah tarafından kendisine verilen serveti hak yolunda harcayan, diğerinin de Allah’ın verdiği ilimle amel edip bu ilmi başkasına öğreten kimse olduğu belirtilmiş (Müsned, 2/9; Buhârî, İlim, 15), böylece haset kelimesi “imrenme, hayırda rekabet” anlamında kullanılmıştır ki buna gıbta diyoruz.
Öte yandan hadislerde, “Bir şeyi sahibinden kıskanmak, onu çekememek” mânasındaki haset hastalığı hakkında oldukça sert ifadeler yer alır. Buna göre, “Bir kulun kalbinde imanla haset bir arada bulunmaz” (Nesâî, Cihâd, 8); “Ateşin odunu yakıp bitirmesi gibi haset de iyilikleri mahveder.” (İbn Mâce, Zühd, 22)
Bir başka hadiste de kinle hasedin önemli sosyal problemlere yol açan ahlâkî hastalıklar olduğuna işaret edilir. (Müslim, İman, 243)
Peygamberimiz Efendimiz (s.a.s.) başka bir hadislerinde ise müminlerin kardeş olduğunu bildirerek hasetten, kıskançlıktan, kin duymaktan uzak durmamızı belirtmiş ve bizlere şu öğütte bulunmuştur: “Dedikodunun peşine düşmeyin. Başkalarının kusurlarını araştırmayın. Birbirinize haset etmeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Kin gütmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun!” (Buhârî, Edeb, 57)


YARIN: Haset virüsü vücuda nasıl yayılır?

Haset hastalığı ilk defa ne zaman ortaya çıktı?

07 Aralık 2018 11:51
DİĞER HABERLER