Ahmet Altan'ın savunması bazılarının kimyasını bozmuş!

Taraf bir proje değildi ama sizler bir projenin tarafısınız!

Uzun yıllar Adliye muhabirliği yapan Gazeteci Arzu Yıldız Haberdar.com'da Ahmet Altan'ın savunmasını analiz etti. 


Ahmet Altan'ın savunması bazılarının kimyasını bozmuş! 
 
Ahmet Altan'ın savunmasının ardından bu adam unutturmaya çalıştığımız şeyleri yine hatırlatıyor endişesiyle; algı operatörlerini piyasaya sürüyorlar. Onlar da bir yandan Altan'ları hedef gösterirken diğer yandan da dikkat çekmemek için yapacağını yaptıktan sonra görevlerini "Herkes için adalet" ayakları çekerek tamamlıyorlar! 
 
Ahmet Altan o algı operatörlerine p24'de yayınladığı yazı dizisi ile cevap vermişti. 
 
Ergenekon-Balyoz hatırlatması yapıp akıllarınca hesap sormaya çalışıyorlar. 
 
Altan o yazı dizisini; Ergenekon/Balyoz ile ilgili dosyaları hiç okumadığı yazılarından belli olan, bu cehaletini de "Başbuğ'u Zekeriya Öz tutukladı" diye köşesinde yazarak göstermekten çekinmeyen (Muhtemelen dosya ile ilgili bildiği tek şey soruşturmayı başlatan savcının adı) gerçek gazeteciler hapislere atılırken, ana haber sunuculuğuna kadar yükselen Ahmet Hakan'ın ağzının suyu aka aka "yargılanacaksın Ahmet Altan" gibi çıkışları üzerine yazmıştı! Bu aslında Ahmet Hakan'ın tiynetinde olan benzer iddiaları dile getiren tüm kesimlere bir cevaptı. Hoş Ahmet Altan yargılanıyor ama bunu dört gözle bekleyen Ahmet Hakan duruşmayı izlemeye gitmiyor! Tahir Elçi'yi de programa çıkarıp hedef yapmıştı hatırlarsanız! Tahir Elçi öldürüldü, Ahmet Altan hapse atıldı. Kişi kendisinden bilir hesabı herkesi kendi gibi bir tokatla devrilir sanıyor! Belki de Twitter da Melih Gökçek ile yaptığı o cıvık atışmalarından fırsatı kalmamıştır...
 
Taraf ile ilgili birçok iddia ortaya atıyorlar... Delilsiz, ispatsız... 
 
Bunlardan bazılarını şöyle;
 
"Taraf bir cemaat projesiydi"
 
İddiaya dayanak ne?  hiçbir şey... Taraf Gazetesi daha önce medyada yer almamış, birçok isme kapı açtı. Amacı yeni sesleri duyurmaktı. O dönemde Ahmet Altan haber toplantılarında "Kimsenin yazmaya cesaret edemediği haberleri yazacağız! Sansürlenen haberleri bulup yayınlayacağız" diyordu. Niyeti halisti... Bu yüzden de yeni ya da bir yerde yazma imkanı bulamayanlara bir kapı oldu Taraf. 
 
Fakat dikkat ederseniz Taraf dağıldıktan sonra "cemaat projesi" denilen Taraf'tan cemaatçi değil, nedense genelde AKP'li çıktı. Bugün Taraf'ta çalışırken bir sigara parası bulamayanlar, 40 kg olarak gazetede işe girenler Taraf'tan ayrıldıktan sonra AKP saflarına geçtiler... Gökdelenlerde oturup, lüks araçlara sahip oldular, 40 kg olan minik tosuncuğa dönüştü. Bazıları vekilliğe kadar yükselip Mehmet Metiner'in yedeği olarak kulübe de yerini aldı. Metiner hastalanırsa yerine saçmalayacak bir adamımız olsun mantığı ile alındılar vekilliğe.
 
Taraf'tan ayrılanların çoğunluğu ya iktidarın Pelikan'ı oldu ya da gazeteciliği bir kenara bırakıp, yolsuzluk, hak ihlalleri, Kürtlere yapılan zulme karşı Akp'nin avukatlığına soyundu! O halde bu mantıkla bakarsak, çoğunluğun Akp saflarına geçtiği gerçeği dururken "neden cemaat projesi" deniliyor da "AKP projesi" denilmiyor? Taraf'ın içi AKP'lilerle doluymuş. Geriye kalanın da cemaatle ne alakası olmuş? 
 
Diğer yandan Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Mehmet Baransu ve Mehmet Altan MİT tarafından dinlendi! Bu dinlemelerde bugün bylock listesi hazırlayıp hukuka aykırı delille insanları, doğumhane önünde kadınları toplayanlar ne bulmuş ? Hiç bir şey! Bulsalardı bin kez piyasaya sürmüşlerdi! 
 
Taraf'tan Akp saflarına geçip, Erdoğan'ın ve Akp'nin yılmaz savunucularına dönüşenler ya da ayrıldıktan sonra ilkelerini, çizgisini bozmayanların Taraf'ta çalıştıkları dönemdeki mal varlıkları, banka hesapları incelensin! Bakalım bir cemaat projesi miymiş? 
 
Taraf aykırı ve cesur yazılar ve haberler yapan bir gazeteydi. Düşük maaşlar alınıyor/ alınamıyor zor koşullarda çıkıyordu. Cemaat bir proje yapmış ama finansını sağlayamamış anlaşılan.
 
Peki Akp safına geçenlerin havuz medyasında yazmaya ve boy göstermeye başladıklarından sonra ki mal varlıkları, maaşları araştırılsın! Kimin projesi olduklarını da bir görelim! 
 
Ahmet Altan ve onla beraber çizgisini bozmayanların da araştırılsın! Hayat standartlarında ne değişmiş? 
 
Algı operasyonunda kullanılan malzemeler...
 
"Cemaate niye terör örgütü demiyorsunuz"
 
Bir başka eleştiri ise "Cemaate neden terör örgütü demiyorsunuz"
 
Bunun cevabı çok basit aslında soru başlı başına aptalca! Siz niye terör örgütü diyorsunuz? Hakim misiniz, savcı mısınız, Yargıtay mı? 
 
Taraf'ta Ahmet Altan'ın Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı dönemde dikkat edilen konulardan biriydi bu. PKK, DHKP-C ya da herhangi bir gruba "terör örgütü" ifadesi kullanılmadı. Zira Ahmet Altan gazetecinin hakim savcı olmadığını, devlet dili kullanmaması gerektiğini söyleyen ve savunan bir yöneticiydi! Kendilerini devletin gazetecisi olarak gören cemaatçiler ve derin devletin piyasaya sürdüğü sözde "gazetecilerle" aynı dili kullanmak zorunda mıyız? Gazeteci devlet dilini kullanmaz. Biz PKK'ya terör örgütü demiyoruz, demek zorunda değiliz... "PKK'lılar" ya da "gerillalar" ifadelerini kullandık gazetede. Cemaatçilere terör örgütü dememesi gazeteciliğin gereğidir! Bu ifadeyi kullanırsa zaten gazetecilikten çoktan vazgeçmiş, artık başka bir mesleğe soyunmuş demektir. Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarında da kimseye terörist denilmedi, soruşturmada ki suçlamanın bu olduğu yazıldı ancak kişiler terörist diye yaftalanmadı. Cemaat soruşturmalarına bakın ayrıca bir dolar, bylock vs "bilmem kimin görüştüğü kişinin görüştüğü kişi ile görüşmek"saçma sapan şeyler. 
 
"Ama 15 Temmuz'u yaptılar" eleştirileri de bunun arkasından geliyor! 15 Temmuz'a tamamen cemaatçiler mi katılmış. Savcı iddianamesinde özetle diyor ki; Asker dünyanın en salakça darbesini yapacagı için sokaga cikmadan sunu hesapliyor: bu ilki başarısız olursa cemaatci arkadaslar hepinize gerek yok, olmadi siz ikinciyi yaparsınız. Siz oturun ikinci de ortaya çıkarsınız! Ya hangi Ordu yapamayacağı darbe için "akşam şöyle 9'da bir köprü kapatayım lan belki darbe yaparız" der? Darbeye katılanlar arasında cemaatçiler yok mu vardır tabi ki! Ama darbeyi yapan kim? Siz nasıl daha yargılamanın başında hatta sokakta erler varken direk bildiniz? Herkes öyle yargıdan önce yargılayacak, daha üç er kafası görünce teşhis edecek öngörüye sahip olamıyor onu da bizlerin eksikliğine verin! "Bakalım darbeyi kim yapmış, acele etmeyelim bekleyelim gerçek nasılsa ortaya çıkar" demenin neresi yanlış? 
 
Taraf'ta hiç bir zaman ölen askerlere de örgüt üyelerine de şehit denilmedi! Çünkü biz ölümü değil, yaşamı kutsuyoruz. Gazeteci "ölümleri" şehadet diye vermez, bu bir tercihtir bana göre de olması gereken budur! Ne devrim şehidi ne de kirli savaşların şehidi böyle bir tabir kullanmıyoruz. Ölün demiyoruz, yaşayın diyoruz...
 
`Belgeleri incelemediniz, söz hakki tanımadınız`
 
Taraf'a yönelik diğer eleştiriler de şunlardı: "Ergenekon ve balyoz da mağdurları görmediniz" , " Belgeleri titiz incelemeden yayınladınız", "kullanıldınız" vs...
 
Bu eleştirileri en çok dile getirenlere bakın patronları geçtiğimiz gün Saray'da iftara gitmişti...
 
Bunlardan hangisi öğüt verdiği, eleştirdiği konuları bugün yazıyor? Doğumhane önünde bir kadının alınmasını hikayesini yazan var mı? Annesi-babası tutuklu Rana Ekinci'nin sesini duyurmak için blog açtığı, eşleri kaçırılanların twitterdan video ile kendi haberini yaptığı gerçeği ortada iken üstelik! Kanser hastaları içeride tutuklu hangisini haber yaptı bu arkadaşlar?
 
Gözaltında ve cezaevinde ölenlerin kaçını yazdılar da biz okuyamadık?
 
Kaçı Sur'un yıkımını anlatabildi? Demirtaş'ın bir askeri helikopterle sahaya indirilmesini verebildi? Milletvekillerinin savunmasını yazabildiler de biz mi görmedik? İçeride yüzlerce gazeteci tutuklu, yurt dışında da bir o kadar gazeteci var. Yargıdan önce yargılayıp, "hain" diyenler söz hakkı tanımayı denediler mi? Kaçı duruşmaları izleyip haber yapabildi! İşkence görüntüleri yayınlanırken, ameliyat önlüğü ile adliyeye getirilmiş, parmakları kırılmış bir adamın baskı ile alındığı aşikar ifadesini yazmak mı gazetecilik? Dayak yiyen bir adamın ifadesini yayınlayanlar, savunmaları neden yayınlayamadı! Sözün özü Taraf'a yönelik ne eleştiri yapmışlarsa bin fazlasını yaptıkları ortada. Bunların derdi gazetecilik değil, dertleri gerçekleri gizlemek! Proje olan Taraf değil ta kendileri...
 
"Elinize kan bulaştı"
 
Taraf'ın yaptığı haberlerden dolayı bir gazeteyi mahkeme ile karıştıran insanlar, yargılamaları gazete yapıyor gibi bir algı yarattı. İntiharı da cezaevinde ölümü de Taraf'a bağladı. Bu süreçte 75 insan öldü, son dönemde kaçırılanların sayısı belirsiz, Doğuda Kürtlerle savaş yeniden başladı. Onlarca çocuk annesi ile cezaevine girdi. KHK ile işinden edilenlerden intihar edenler ya da iş kazalarında ölenler oldu. Taraf kimseye terörist demedi! Ancak bu eleştirenler, ellerine fotoğraflar alıp "bakın bu da cemaatçi", " bu da pkklı"  terörist demekten geri durmadı! Bir şeyci olmak diye yasa da suç mu var? Yasa da suç olarak tanımlanmayan yaşam tarzı ne zamandır yargılama konusu oluyor? Gazeteciliği bırakıp, muhbirliğe kimlerin soyunduğu ortada. Binlerce mağdurun hikayesini yazamıyorlar sonra alçakça ithamlarda bulunuyorlar! Dertleri insan haklarının ihlali değil, kendilerine yakın gördükleri bağlı oldukları ideolojinin hakları...bu durum muhaliflerde de aynı. Kabataş da bacımıza zulmettiler diye palavra atanlar aynı bacılara tacizde bulunulmasına göz yumuyor, tek başına Doğum yapmasını görmezden geliyor. Perinçek, Peker, ağar piyasaya çıkmış biri "hayatının en mutlu günlerini yaşıyor" diğeri oğlunu Trt de oyuncu yapmış kendi de kanda duş alma andı içiyor. Susurluk çetesinin lideri Mehmet Agar`da demokrasi mitingi yapıyor. Gerçekten insanın gözleri yaşarıyor.
 
Ahmet Altan'ı mağdurlara söz hakkı tanımamakla suçlayan Ahmet Hakan bu dönemde kime söz hakkı tanıdı? Hangi mağduru yazdı? İntihar edenler, daha ifadesi bile alınmadan gözaltında öldürülen öğretmen Gökhan Açıkkolu gibi onlarcasından hangi birinin ölümünü sorguladı? Bunların nasıl riyakar ve algı operatörleri oldukları bu süreçte ortaya çıktı. Sanıyorlar ki bu devran hep böyle gidecek, ekranlarda hazır olda durdukları paşaların, her lafı sayıp ve yiyip kralın ayağına giden patronlarının hep kirli yüzlerini gizleyeceklerini düşünüyorlar. Taraf'a "elinize gelen belgeleri incelemeden yayınladınız" diye ithamlarda bulunanların bugün hangi belgeleri nasıl yayınladıklarını görüyoruz. Demirtaş'ı tutuklamak için "üfleriz abi" diye hazırlanan fezlekeleri incelediler mi? Ya da Doğum yapan kadının 15 Temmuz da kime ateş ettiğinin belgesini mi bulabildiler? 
 
Taraf'ın yayınladığı darbe planları, derin devlet iddiaları ya da haberlerine kumpas diyenler darbe geleneği olmayan bir orduya iftira atılıyor gibi algı yürütüyor. Sanırsın ki İsveç ordusundan bahsediyoruz. Taraf'a ve Ahmet Altan'a yaptıkları ithamları veya sordukları soruları Erdoğan'a soramıyorlar! Ergenekon balyozun savcısı değil miydi?  
 
Gelelim cemaatçilere, bunlardan bazıları yurt dışına çıktı. Aralarında yöneticiler de var. Aylarca twitt atmaktan dahi korkanlar oldu.  Altan'ın savunmasından sonra baktık ki savunmayı paylaşıp duruyorlar bir başkasının yaptığı erkekliğin arkasına gizlenmektense kendi yüreğinizi ortaya niye koymuyorsunuz? Ekrem Dumanlı on ay sonra çıkıp YouTube yayını yaptı. Ailesi de yanında evet yurt dışında yaşamak zorunda bırakılmak da başlı başına acı bir hikaye ama neden 10 ay sustu! Kendinden korkan insandan başkasına hayır gelmez! 2 yıllık muhabirler içeri atılırken 10 ay boyunca nasıl uyuyabildi? İsimleri ile yazmaktan korkan insanlar var. Sözde Allah'a inanıyorsunuz, o halde niye güvenmiyorsunuz ondan başkasından korkuyorsunuz? Ahmet Altan'ın savunması sadece yandaşlara onu hedef gösteren algı operatörlerine değil, aynı zamanda bu isimsiz ya da çakma isimlerle yazanlara aylarca susanlara da bir cevaptı..

25 Haziran 2017 02:19
DİĞER HABERLER